Büyükada'nın tarihi ve doğal güzelliklerini keşfetmenizi, ardından Heybeliada'da tarihi yapılar, muhteşem manzaralar ve keyifli lezzet molalarıyla unutulmaz anlar yaşamanızı sağlayan zengin bir deneyimdir.
BÜYÜKADA VE HEYBELİADA
2000 TL YERİNE SADECE 1500 TL !
10 MAYIS VE 24 MAYIS
Çanakkale turumuza siz değerli misafirlerimizle gece saatlerinde Cumhuriyet Meydanı’nda buluşuyoruz. Sabah 08:00’da Kartal sahilden vapura biniyoruz. Deniz meltemi yüzünüzü okşarken, martıların çığlıkları eşliğinde Büyükada’ya doğru yol alıyoruz. Vapurun güvertesinde çayınızı yudumlarken, ufukta beliren adalar size bir başka dünyayı müjdeliyor. Büyükada’ya adım attığımızda, motor gürültüsünden uzak dalgaların şarkısıyla karşılanıyoruz. Adanın taşlı yollarında yürüyerek lunaparka doğru ilerliyor. Buradan sonra biraz çaba zamanı: 1 kilometrelik bir yokuşu tırmanıyoruz. Ama ödül büyük! Aya Yorgi Kilisesi’nin büyüleyici manzarası sizi bekliyor. Tepeden İstanbul’un siluetini izlerken, tarihin derinliklerinden gelen esintiyi hissediyorsunuz. Ardından, Rum evlerinin arasındaki dar sokaklarda kayboluyoruz; her biri bir hikaye fısıldayan bu evler, sizi adeta bir zaman yolculuğuna davet ediyor.
Büyükada’da öğle yemeği için mola verdiğimizde, denize nazır bir masada lezzetli bir ziyafet çekiyoruz. Serbest zamanınızda ister sahde bir kahve için, ister adanın gizli köşelerini keşfedin. Sonra rotamızı Heybeliada’ya çeviriyoruz.
Vapurumuz Heybeliada’ya vardığında, sizi adanın huzurlu kolları karşılıyor. İlk durağımız, tarihi 1773’e uzanan Deniz Lisesi (Eski Deniz Harp Okulu). Bu görkemli yapıyı selamlayıp kısa bir tur atıyoruz. Ardından adanın en yüksek noktası Değirmen Burnu’na tırmanıyoruz. Buradan açılan manzara, kelimelerle tarif edilemez: sonsuz mavilik ve çam ormanlarının yeşili birleşiyor. Fotoğraf makinenizi hazır tutun, çünkü bu anı ölümsüzleştirmek isteyeceksiniz!
Merkeze inerken yol üstünde Heybeliada Ruhban Okulu’nun heybetli binası ve İsmet İnönü’nün Evi’ni görüyoruz. Tarihin izlerini takip ederek Hüseyin Rahmi Gürpınar Anı Evi’ne uğruyoruz; bu evde bir yazarın dünyasına konuk oluyoruz. Serbest zamanınızda adanın çarşısında dolaşabilir, bir kahve molası verebilir ya da sadece denizin sesine kulak kabartabilirsiniz. Gün batarken vapurumuzla Kartal’a geri dönüyoruz, bir sonraki drabos travel turumuzda görüşmek üzere vedalaşıyoruz.
İlk yorumu siz yapın