Kahvaltının ardından 1958 yılının sonunda Küba devrimine kadar Amerika’dan ithal edilmiş, daha sonra konulan ambargoya sebebi ile bir daha ülkeye girememiş fakat günümüzde aktif olarak kullanılmakta olan eski Amerikan arabaları ile otelimizden ayrılıyoruz. Bu renkli araçlar ile Küba sokaklarında yapacağımız gezi sonrası meşhur Küba purolarının üretildiği bir fabrikayı ve meşhur rom müzesini gezeceğiz. Sonraki durağımız Batista rejimi döneminde saray olarak kullanılmış devrim sonrasında da halkın hizmetine müze olarak açılan Devrim Müzesi. Devrim Müzesinin bahçesini gezeceğiz (devrim müzesi renovasyon altında olduğu için içine girilemiyor). Küba’nın en büyük müzesi olan Devrim Müzesinde, Küba bağımsızlık savaşı ve Küba Devrimi dönemlerinden kalma silahları, tankları ve eşyaları görebileceğiz. Gezi sonrası otelimize dönüyoruz.

Kahvaltının ardından Pinar del Rio & Vinales Vadisi gezisi için otelimizden hareket ediyoruz. UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunan ve dünyaca ünlü Küba purolarının tütünlerinin yetiştiği Vinales Vadisi’ne hareket ediyoruz. Yaklaşık 3 saat sürecek yolculuğumuzun ardından Vinales şehir merkezini, tütün tarlalarını, yerel tütün çiftliğini ziyaret ediyoruz. Gezimiz devamında vadinin ortasında bulunan San Vicente restoranda öğle yemeğimizi alıyoruz. Daha sonra Pinar del Rio’ya hareket ederek meşhur Küba purolarının üretildiği fabrikalarda puro yapımını ve kültürünü yakından tanıyacağız. Dileyen misafirlerimiz buradan orijinal Küba purolarını satın alabilirler. Günün sonunda Vinales Vadisi’nin tamamına hâkim bir manzaraya sahip tepede içeceklerimizi yudumladıktan sonra Havana’ya geri dönüş. 

Kahvaltı sonrası, Küba’nın en güzel şehirlerinden olan Cienfuegos’a doğru yola çıkıyoruz. 1819 yılında Fransız yerleşimciler tarafından kurulan 2005 yılında UNESCO tarafından koruma altına alınmış Cienfuegos’u gezmeye başlıyoruz. Jose Marti Parkını parkı çevreleyen Tomas Terry Tiyatrosunu panoramik olarak gezecek, Colegio de San Lorenzo devlet dairelerini göreceğiz. UNESCO tarafından koruma altında alınmış, Öğle yemeğini Palacio de Valle’de alıyoruz. Yemek sonrası, XVIII.-XIX. Yüzyıllar arasında şeker kamışı üretimiyle zenginleşen, Küba’nın gurur kaynağı, günümüze Kolonyal dönem mimarisi örnekleri ile dünya üzerinde en iyi korunmuş ve UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınan Trinidad şehrini keşfetmeye başlıyoruz. Sonrasında taş sokaklarında yürürken eski zamanlara yolculuk yaptığımızı hissedecek, Trinidad’a has limon suyu, bal ve Küba Rom’unun karışımı olan Canchanchara içerek serinleyeceğiz. Ardından otelimize transfer ve odalara yerleşme. Akşam yemeğimiz her şey dâhil hizmet veren otelimiz restoranında.

Kahvaltı ardından Küba Devrim’inin en önemli cephesi olan ve Che’yi efsaneleştiren Villa Santa Clara şehrine doğru yola çıkacağız. Devrimin en önemli liderlerinden efsanevi Comandante Che Guevara tarafından ele geçirilen ve Batista ordularının neredeyse tüm cephanesini taşıyan zırhlı tren müze parkını, savaşın en ateşli kısmını geçtiği bugün bile eski Hilton otelinde kurşun izlerinin görüldüğü Parque Vidal’i göreceğiz. Küçük bir gerilla grubunun başında iken 9 Ekim 1967’de Bolivya’da yaralı olarak yakalanıp idam edilen ve 30 yıl sonra bedeninin getirilerek defnedildiği Che Guevera’nın Mozolesini ve “El Che”nin ünlü veda mektubunun çivi yazısı ile yazılmış anıtı ile heykelini göreceğiz. Öğle yemeğimizi Los Caneyes Restoran’da aldıktan sonra Varadero’ya doğru yola çıkıyoruz. Otele giriş ve odalarımıza yerleşme ardından akşam yemeğimiz her şey dahil hizmet veren otelimiz restoranında. 

Tropikal adanın bütün özelliklerini taşıyan her şey dâhil otelimizde, tüm gün deniz, kum ve güneşin tadını çıkarabilmeniz için serbest zaman. 

Sabah kahvaltımız ardından Varadero’dan Havana’ya doğru yola çıkıyoruz. Yolda, son 20 yılını Küba’da geçiren ünlü yazar Ernest Hemingway’in izlerini takip etmek üzere Hemingway gezimize başlıyoruz. ‘’Çanlar Kimin için çalıyor‘’ romanından kazandığı para ile aldığı, bugün Hemingway müzesini olarak kullanılan muhteşem La Vigia çiftliğindeki evi La Finca’yı gezeceğiz. Kuş bakışı Havana manzarası eşliğinde kendimizi Hemingway’in başyapıtı olan “Yaşlı Adam ve Deniz” (The Old Man and The Sea) adlı eserinin içinde bulacağız. Pulitzer ve Nobel ödüllü Hemingway’in, kapitalizm karşıtı düşüncelerinden dolayı akıl hastanesine yatırılmasını, elektro şok ile hafızasına zarar verilmesini ve intihar etmeden önce bıraktığı notu hatırlayarak gerçeği tüm çıplaklığı ile hissedeceğiz. Öğle yemeğimizi yerel bir restoranda aldıktan sonra Havana’nın el sanatları ve özellikle ressamların resimlerini satışa sunduğu San Jose El Sanatları Marketine gidiyoruz. Ardından Havana’yı kendi başınıza keşfetmeniz için serbest zamanınız olacak. Sonrasında otelimize Havana’ya özgü Coco Taxi’ler (Hindistan cevizi kabuğu şeklindeki taksiler) ile otelimize transfer ve odalara yerleşiyoruz.

Sabah erken saatte otelimizde alacağımız hızlı kahvaltı ardından dönüş uçuşumuz için Havana Jose Marti Havalimanı’na doğru yola çıkıyoruz. Pasaport ve bagaj işlemleri ardından saat 09:00’da Türk Hava Yollarına ait TK183 uçuş numaralı uçuşu ile İstanbul’a hareket ediyoruz.