KAYIT    İLETİŞİM

Çanakkale'de Gezilecek Yerleri Keşfetmeye Hazır Mısın?


Çanakkale, Türkiye’nin hem tarihî hem doğal hem de kültürel açıdan en zengin şehirlerinden biridir. Bir tarafında destansı Çanakkale Savaşı’nın izleri, bir tarafında efsanelere konu olan Troya, diğer yanda ise Ege’nin sakin adaları, Kazdağları’nın yeşili ve geleneksel yaşamın izleri vardır.

Bu özel şehir, yalnızca geçmişe değil; bugüne ve geleceğe dair derin izler taşıyan bir coğrafyadır. Her sokağında bir hikâye, her koyunda bir huzur ve her tepesinde bir anlam saklıdır. Antik kentlerden savaş müzelerine, şehitliklerden ada köylerine, zeytinlik yollardan kültür festivallerine kadar uzanan benzersiz bir çeşitliliğe sahiptir.

Bu rehberde, Çanakkale’de mutlaka görülmesi gereken yerleri; şehir merkezi, Gelibolu Yarımadası, Troas bölgesi, adalar, doğa rotaları ve kültürel duraklar olmak üzere kategorilere ayırarak sunuyoruz. Her bölge, hem ilk kez gelenler hem de tekrar tekrar keşfetmek isteyenler için özel ipuçları içeriyor.

Hazırsanız; tarihle, doğayla, mitolojiyle ve insan hikâyeleriyle dolu bir yolculuğa birlikte çıkalım!

Çanakkale’de Gezilecek Yerler:

Tarih, Doğa ve Kültür Dolu Bir Rehber

Çanakkale; hem tarihe tanıklık eden mekânları hem sahil boyunca uzanan dingin atmosferi hem de kültürel zenginlikleriyle çok yönlü bir keşif sunar. Şehir merkezi ise bu deneyimin başlangıç noktasıdır. İşte Çanakkale merkezde mutlaka görülmesi gereken yerler:

Merkezde Gezilecek Yerler

Aynalı Çarşı

Çanakkale türküsüne konu olmuş bu nostaljik çarşı, şehirle özdeşleşmiş simgelerden biridir.

  • Osmanlı döneminden kalma taş yapısı ve aynalı vitrinleriyle dikkat çeker.
  • İçerisinde el yapımı hediyelik eşyalar, seramikler, geleneksel takılar, minyatür Truva atları ve yöresel ürünler bulabilirsiniz.
  • Yerel esnafla sohbet etme ve Çanakkale kültürünü yakından tanıma fırsatı sunar.

Tavsiyemiz:

Sabah saatlerinde daha sakin olur; alışveriş ve fotoğraf için ideal zaman.

Çanakkale Deniz Müzesi ve Nusret Mayın Gemisi

Şehrin denizcilik geçmişini anlatan Çanakkale Deniz Müzesi, özellikle Çanakkale Savaşı’na dair zengin içeriğiyle öne çıkar.

  • Müzede, savaş gemilerine ait parçalar, askeri üniformalar ve haritalar sergilenir.
  • Bahçesinde yer alan Nusret Mayın Gemisi’nin birebir replikası, ziyaretçilere savaşın deniz cephesini daha iyi hissettirir.
  • Müzede ayrıca top bataryaları, torpidolar ve denizaltı mühimmatı gibi özel objeler görülebilir.

Müzekart geçerli. Çocuklar ve tarih meraklıları için mutlaka görülmeli.

Çanakkale Saat Kulesi

1897 yılında İtalyan bir tüccar tarafından yaptırılan bu taş kule, şehrin en ikonik yapılarından biridir.

  • 20 metre yüksekliğindeki kule, neo-klasik mimarisiyle dikkat çeker ve iskeleye oldukça yakındır.
  • Gece ışıklandırmalarıyla oldukça estetik görünür ve genellikle buluşma noktası olarak tercih edilir.
  • Etrafındaki kafelerde oturup hem kuleyi hem de günlük şehir yaşantısını izleyebilirsiniz.

Özellikle akşam saatlerinde kule fonlu bir fotoğraf çekmeden ayrılmayın.

Kordon Boyu ve İskele Meydanı

Şehir merkezinde, Boğaz kıyısı boyunca uzanan bu sahil şeridi, hem yerli halk hem turistler için dinlenme ve gezinti alanıdır.

  • Palmiye ağaçları, yürüyüş yolları, bisiklet rotaları ve banklar eşliğinde huzurlu bir atmosfer sunar.
  • Gün içinde sokak sanatçıları, kitap stantları ve gezici etkinliklerle canlılık kazanır.
  • İskele Meydanı, feribot beklerken veya akşam serinliğinde oturmak için güzel bir mola yeridir.

Yürüyüş sırasında dondurmanızı alın, denize karşı banklarda oturup gün batımını izleyin.

Troya Atı Heykeli (Film Versiyonu)

2004 yapımı “Troy” filminde kullanılan ahşap Truva Atı, film sonrası Türkiye’ye hediye edilmiş ve bugün Çanakkale merkezde, sahil hattında sergilenmektedir.

  • Devasa yapısıyla dikkat çeker ve özellikle çocukların ilgisini çeker.
  • Arka planında Boğaz, önünde ise geniş bir meydan bulunduğundan harika bir fotoğraf noktasıdır.
  • Bilgilendirme panosu sayesinde hem film hem de Truva efsanesi hakkında kısa bilgiler edinilebilir.

Sinema ve tarih meraklıları için kaçırılmaması gereken bir durak.

Gelibolu Yarımadası Tarihi Alanı

Gelibolu Yarımadası, yalnızca bir coğrafi alan değil; Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin en çetin ve en onurlu sayfalarının yazıldığı kutsal topraklardır. 1915 Çanakkale Savaşları'nın izlerini taşıyan bu bölge, hem Türk hem Anzak askerlerinin hatırasını yaşatan anıtlar, şehitlikler ve savaş alanları ile doludur.

Yarımadadaki her durak, ziyaretçilerine hem tarihî hem de duygusal bir yolculuk sunar.

Çanakkale Şehitler Abidesi

Morto Koyu’na bakan yüksek bir tepede yer alan bu abide, Çanakkale Savaşı’nda hayatını kaybeden 250.000’den fazla askerin anısına yapılmıştır.

  • 41,7 metre yüksekliğindeki anıt, dört büyük sütun üzerinde yükselerek Türk milletinin birlik, cesaret ve fedakârlık ruhunu simgeler.
  • Alt bölümde yer alan Şehitler Müzesi, savaş objeleri, asker mektupları ve görsellerle duygusal bir bağ kurmanıza yardımcı olur.
  • Seyir terasından boğaza bakarken, savaşın stratejik ve insani boyutunu derinden hissedersiniz.

Gün batımında burada olmak, ziyaretin en etkileyici anlarından biri olabilir.

57. Alay Şehitliği

Türk tarihinin en kahraman birliklerinden biri olan 57. Alay, Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat yönettiği savunma hattında şehit düşen askerlerden oluşur.

  • Şehitlikte sembolik mezar taşları, anıt yazıtlar ve bilgilendirme panoları bulunur.
  • “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!” emrinin verildiği noktalardan biri olması nedeniyle, manevî yükü çok güçlüdür.
  • Her yıl binlerce genç, bu şehitliği ziyaret ederek tarih bilincini pekiştirir.

Sessizlik içinde yürümeniz, saygıyı ve anlama çabasını gösterecek en güzel yoldur.

Conkbayırı ve Atatürk Anıtı

Conkbayırı, savaşın kaderini belirleyen süngü hücumlarının yaşandığı ve Mustafa Kemal’in efsanevi liderliğinin öne çıktığı stratejik tepedir.

  • Zirvede yer alan Atatürk Anıtı, göğsündeki saate isabet eden kurşunun hayatını kurtardığı ana göndermeyle yapılmıştır.
  • Buradan bakıldığında hem Anzak çıkarmasının yapıldığı sahil hattı hem de iç cepheler net biçimde görülür.
  • Savaş alanının panoramik görüntüsü, tarihî olayları zihninizde daha net canlandırmanızı sağlar.

Tavsiye: Rehberli bir anlatımla gezilirse, mekânın anlamı çok daha derinleşir.

Anzak Koyu ve Lone Pine Anıtı

25 Nisan 1915 sabahı Avustralya ve Yeni Zelanda birliklerinin karaya çıktığı Anzak Koyu, günümüzde bir barış ve anma alanı olarak ziyaretçilerini karşılıyor.

  • Kıyıya paralel uzanan mezarlıklarda, genç yaşta hayatını kaybeden Anzak askerlerinin isimleri yer alır.
  • Lone Pine Anıtı, Avustralya ordusuna adanmış en önemli anıtlardan biridir.
  • Her yıl 25 Nisan’da düzenlenen Anzak Günü Törenleri, hem Anzak hem Türk halkı için barışa verilen önemin simgesi hâline gelmiştir.

Gün doğumunda yapılan anma törenleri, yerinde deneyimlenmesi gereken unutulmaz anlardandır.

Seddülbahir Kalesi ve Mecidiye Tabyası

Yarımadanın güney ucunda yer alan Seddülbahir Kalesi, Osmanlı döneminde boğaz savunması için inşa edilmiştir.

1915’te İngilizlerin ilk çıkarma yaptığı noktalardan biri olması nedeniyle tarihî önemi büyüktür.

  • Kalenin hemen yakınında yer alan Mecidiye Tabyası, Seyit Onbaşı’nın 215 kiloluk mermiyi sırtlayarak namluya sürdüğü efsanevi savunma hattıdır.

  • Bugün her iki yapı da restore edilerek ziyaretçilere açık hâle getirilmiş ve bilgi panolarıyla desteklenmiştir.

Bu bölgede rehber eşliğinde yapılan yürüyüşler, savaşın ilk dakikalarını anlamanıza yardımcı olur.

Gelibolu Yarımadası, tarihî bir gezi rotasından çok daha fazlasıdır. Her adıma eşlik eden saygı, hüzün ve farkındalık, bu toprakların ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlatır.

Dilersen bu bölümden sonra şu başlıklardan biriyle devam edebilirim:

  • Troya Antik Kenti ve Troya Müzesi
  • Bozcaada ve Gökçeada
  • Kazdağları ve Doğa Rotaları
  • Müzeler, Çarşılar ve Kültürel Noktalar

Antik Kentler ve Tarihi Kalıntılar

Çanakkale, antik dönemde Troas Bölgesi olarak bilinen zengin bir medeniyet alanıdır. Efsanelere konu olmuş şehirler, tapınaklar, limanlar ve kazı alanları hâlâ ziyaretçilere açıktır. Arkeolojiye, mitolojiye ve eski çağlara ilgi duyan herkes için bu kentler görülmeye değerdir.

Troya Antik Kenti ve Troya Müzesi

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Troya, Homeros’un İlyada Destanı’na konu olmuş, 5000 yıllık geçmişiyle tarihin en ünlü şehirlerinden biridir.

  • Antik kentte yer alan savunma duvarları, surlar, kazı katmanları, kentin çok katmanlı geçmişini gözler önüne serer.
  • Girişteki ahşap Truva Atı, ziyaretçilerin ilgisini çeken sembolik yapıdır.
  • Hemen yanında yer alan Troya Müzesi, çağdaş sergileme teknikleriyle bölgenin arkeolojik hazinelerini sunar.

Müzekart geçerlidir. Müze ziyaretiyle birlikte en az 2 saat ayırmak önerilir.

 Assos Antik Kenti ve Athena Tapınağı

Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale Köyü sınırlarında yer alan Assos, hem antik yapıları hem de Ege’ye bakan nefes kesici manzarasıyla büyüler.

  • Akropol üzerindeki Athena Tapınağı, gün doğumu ve gün batımı için en özel duraklardandır.
  • Antik tiyatro, nekropol ve agora gibi yapılar hâlâ ayaktadır.
  • Assos, Aristoteles’in bir dönem yaşadığı yer olarak da felsefî öneme sahiptir.

Ziyaret sonrası köyde yöresel lezzetleri tatmadan dönmeyin.

Alexandria Troas

Ezine yakınlarında yer alan bu antik liman kenti, Roma döneminde önemli bir ticaret ve denizcilik merkeziydi.

  • Devasa hamam kompleksi, stadyum, liman kalıntıları ve su kemerleri ile dikkat çeker.
  • Sessiz ve kalabalıktan uzak bir arkeolojik keşif isteyenler için idealdir.

Rehberli gezi yaparsanız tarihî bağlamı daha iyi anlayabilirsiniz.

Parion Antik Kenti

Biga ilçesine bağlı Kemer Köyü’nde bulunan Parion, Helenistik ve Roma dönemine ait kalıntılarıyla dikkat çeker.

  • Tiyatro yapısı, odeon, agora ve mezar taşları hâlâ ayaktadır.
  • Son yıllarda yapılan kazılarla antik çağdaki zengin mimari dokusu ortaya çıkarılmaktadır.

Tarih meraklıları için az bilinen ama etkileyici bir keşif noktasıdır.

 Bozcaada’da Gezilecek Yerler

Ege’nin huzur dolu adası Bozcaada, hem doğal güzellikleri hem de kültürel dokusuyla Çanakkale gezisinin en özel duraklarından biridir. Arnavut kaldırımlı sokakları, üzüm bağları, berrak denizi ve tarihi yapılarıyla ziyaretçilerini büyüler.

Bozcaada Kalesi

Adanın liman girişinde sizi karşılayan Bozcaada Kalesi, ihtişamlı görünümüyle adanın tarihî kimliğini yansıtır.

  • Ceneviz, Venedik ve Osmanlı dönemlerinde defalarca restore edilmiştir.
  • İçindeki surlar ve kulelerden manzara izlemek oldukça keyiflidir.
  • Kale çevresi akşam saatlerinde yürüyüş ve fotoğraf için idealdir.

 Ayazma Plajı ve Sulubahçe

Bozcaada'nın en çok tercih edilen plajlarıdır.

  • Ayazma Plajı, ince kumlu yapısı ve sığ denizi ile aileler için uygundur.
  • Hemen yanındaki Sulubahçe Plajı ise daha sakin ve huzurlu bir alternatif sunar.
  • Her iki plajda da şemsiye, şezlong ve kafe imkânları mevcuttur.

Rüzgârlı havalarda dikkatli olun, deniz hızlı değişebilir.

 Rüzgar Gülleri ve Polente Feneri

Adanın batı ucunda yer alan bu bölge, Bozcaada'nın gün batımında en romantik noktasıdır.

  • Tepede yer alan rüzgar türbinleri ve denize bakan Polente Feneri, eşsiz bir manzara sunar.
  • Gün batımını izlemek isteyenler genellikle buraya şarap ve atıştırmalıkla gelir.
  • Güneşin Ege’ye veda ettiği anlar, unutulmaz kareler için idealdir.

Şarap Mahzenleri ve Taş Sokaklar

Bozcaada, yüzyıllardır süren üzüm ve şarap kültürüyle tanınır.

  • Adada Çavuş ve Karalahna üzümünden yapılan yerel şaraplar mutlaka tadılmalı.
  • Mahzenler hem ziyaret hem tadım imkânı sunar.
  • Rum ve Türk mimarisini yansıtan taş evli dar sokaklar, yürüyüşe ve fotoğrafa doyamayacağınız güzellikte.

Yöresel sabunlar, reçeller, şaraplar ve el işi ürünlerle adadan güzel anılar götürebilirsiniz.

Gökçeada’da Gezilecek Yerler

Türkiye’nin en büyük adası olan Gökçeada, sakinliği, doğal güzellikleri ve özgün kültürel yapısıyla dikkat çeker. Organik yaşamın sürdüğü, zamanı yavaşlatan bu ada; tarihi Rum köyleri, el değmemiş koyları ve özgün mutfağıyla her gezginin hafızasında iz bırakır.

☕ Zeytinli Köyü ve Dibek Kahvesi

Gökçeada’nın en meşhur köylerinden biri olan Zeytinli, nostaljik taş evleri ve meşhur kahvecileriyle bilinir.

  • Rum mimarisini yansıtan sokaklar, fotoğrafçılar için oldukça etkileyicidir.
  • Köy meydanındaki kafelerde servis edilen dibek kahvesi, geleneksel yöntemlerle hazırlanır ve yanında sakızlı kurabiye ile sunulur.
  • Sessizliğin içindeki sohbetler, adanın huzurunu hissettirir.

Rum Köyleri (Tepeköy, Dereköy)

Tepeköy, ada halkı tarafından “gün batımının en güzel izlendiği yer” olarak tanımlanır.

  • Yüksek konumundan dolayı hem doğa manzarası hem de barış içinde yaşamış farklı kültürlerin izleri ile doludur.
  • Dereköy, zamanında 2000'den fazla kişinin yaşadığı, Ege'nin en büyük köylerinden biriydi. Bugün, sessiz taş evleriyle geçmişi fısıldayan bir açık hava müzesi gibidir.

Tavsiyemiz:

Her iki köyde de el yapımı sabun, reçel ve zeytin ürünleri satan küçük dükkânları ziyaret edin.

Tuz Gölü ve Aydıncık Plajı

Adanın güney kıyısında yer alan Tuz Gölü, yaz aylarında kuruyarak bembeyaz bir görünüme bürünür.

  • Mineralli çamurları, yerli halk tarafından cilt için doğal bakım ürünü olarak kullanılır.
  • Hemen yanında bulunan Aydıncık Plajı, ince kumu ve sığ deniziyle yüzmek ve güneşlenmek için idealdir.

Rüzgârlı günlerde sörfçülerle dolan sahil, aynı zamanda rüzgâr sörfü için Türkiye’nin en iyi noktalarındandır.

Gökçeada Sualtı Milli Parkı

Türkiye’nin ilk ve tek sualtı milli parkı olan bu bölge, zengin deniz yaşamı ve mercan resifleri ile ünlüdür.

  • Dalış ve snorkel aktiviteleri için oldukça elverişlidir.
  • Özellikle Yıldız Koy çevresi, berrak suyu ve kayalık yapısıyla su altı keşfi için en çok tercih edilen noktalardan biridir.

Deniz kaplumbağası ve nadir balık türleri gözlemlenebilir; çevre duyarlılığına dikkat etmek önemlidir.

Doğayla İç İçe Rotalar

Çanakkale sadece tarih ve denizle değil; aynı zamanda ormanları, yaylaları, şelaleleri ve doğa yürüyüş parkurları ile de dikkat çeker. Doğayla baş başa kalmak isteyen gezginler için bu bölgeler ruhu dinlendiren molalar sunar.

Kaz Dağları’nın Çanakkale Tarafı

Kaz Dağları (İda Dağı), mitolojik geçmişi, zengin florası ve serin yaylalarıyla Çanakkale’nin en özel doğa noktalarındandır.

  • Ayvacık ve Bayramiç üzerinden ulaşılan yayla köylerinde organik yaşam sürmektedir.
  • Doğa yürüyüşü, kamp, kuş gözlemi ve fotoğrafçılık için idealdir.

Kazdağları’nın oksijen seviyesi dünyanın en yükseklerinden biridir – nefes alın, arının.

Ayazma Mesire Alanı (Bayramiç)

Kazdağları’nın eteğinde yer alan bu şelaleli, serin ve yemyeşil alan, özellikle yaz aylarında bölge halkı tarafından tercih edilir.

  • Doğa içinde piknik yapabilir, küçük yürüyüş rotaları ile çevreyi keşfedebilirsiniz.
  • Bölgede yerel üreticilerin kurduğu stantlarda ev yapımı reçel, cevizli helva ve dağ çayı gibi lezzetler bulabilirsiniz.

Mıhlı Çayı ve Şelaleleri

Ayvacık-Altınoluk arasında kalan Mıhlı Çayı, kayaların arasından geçen buz gibi sular ve minik şelaleleriyle tanınır.

  • Doğal havuzlarda yüzme imkânı sunar.
  • Köprü, değirmen kalıntıları ve gölgeli patikalar; fotoğraf ve doğa yürüyüşleri için mükemmeldir.

Sessizliğiyle zihni dinlendirir, özellikle sabah saatleri daha sakindir.

Saros Körfezi Kıyıları

Gelibolu Yarımadası'nın kuzey kıyısında yer alan Saros Körfezi, Türkiye’nin en temiz denizlerinden biri olarak bilinir.

  • Sualtı çeşitliliği ile dalış meraklıları için ideal bir noktadır.
  • Kabatepe, Erikli, Mecidiye ve Yayla gibi sahil köylerinde sakin bir deniz tatili yapılabilir.

Kamp yapmayı sevenler için sessiz koylar ve bakir alanlar oldukça fazladır.

Müze ve Kültür Durakları

Çanakkale, sahip olduğu doğal ve tarihî zenginlikleri kadar müzeleri ve kültürel merkezleriyle de geçmişle bugünü buluşturan bir şehir. Bu duraklar; savaş tarihinden arkeolojiye, geleneksel sanatlardan modern tanıtıma kadar uzanan geniş bir perspektif sunar. İşte şehirde mutlaka uğramanız gereken kültürel noktalar:

Troya Müzesi (Tevfikiye Köyü)

2018 yılında ziyarete açılan Troya Müzesi, sadece Çanakkale’nin değil, Türkiye’nin en etkileyici arkeoloji müzelerinden biridir.

  • Homeros’un destanlarına konu olan Troya Antik Kenti’nden çıkarılan eserler, çağdaş bir mimari içinde sergilenir.
  • Altın takılar, savaş aletleri, seramikler ve heykeller, binlerce yıllık medeniyetin izlerini yansıtır.
  • Ziyaretçiler hem tarihsel bilgi edinir hem de etkileşimli sunumlar ile Troya efsanesini derinlemesine hisseder.

Müzekart geçerlidir. En az 1,5 saat ayırmanız önerilir.

Kabatepe Tanıtım Merkezi

Gelibolu Yarımadası Tarihî Alanı’nda yer alan bu merkez, özellikle 1915 Çanakkale Savaşları’nı detaylı anlamak isteyenler için hazırlanmıştır.

  • Askerî malzemeler, haritalar, belgesel gösterimleri ve diorama canlandırmalarla ziyaretçilere savaşın insan yüzü aktarılır.

  • Anzak askerlerinin ve Türk askerlerinin günlük yaşamına dair detaylar, savaşın iki tarafını da anlamayı kolaylaştırır.

57. Alay Şehitliği veya Şehitler Abidesi ziyaretinden sonra ideal duraktır.

Çanakkale Seramik Müzesi

Şehir merkezindeki tarihi Rum Hamamı binasında hizmet veren bu müze, Çanakkale seramikçiliğinin geleneksel örneklerini sergiler.

  1. yüzyıldan günümüze uzanan seramik kaplar, çiniler, tabaklar ve ev eşyaları görülebilir.
  • Aynı zamanda güncel seramik sanatçılarına da yer verilerek geçmişle günümüz arasında bir bağ kurulur.
  • Kültürel mirasa ilgi duyanlar için sıcak, samimi ve öğretici bir duraktır.

Yerel el yapımı seramik ürünlerden alışveriş yapma imkânı da bulunur.

Çanakkale Savaşları Tanıtım Merkezi

Alçıtepe Köyü yakınında yer alan bu büyük tanıtım merkezi, teknolojik sunumları ve duygusal anlatımıyla öne çıkar.

  • 360° sinema salonu, sesli ve ışıklı savaş sahneleri, maketler ve belgesel sunumlarla ziyaretçileri 1915’e götüren etkileyici bir atmosfer yaratır.
  • Özellikle çocuklar, gençler ve öğrenciler için savaş tarihini görsel ve kalıcı bir şekilde öğrenme imkânı sunar.

Tarihi alan gezinizin başında veya sonunda ziyaret edilebilir. Gruplar için rehberli anlatım da mevcuttur.

Sonuç: Tarihle Doğanın İç İçe Olduğu Bir Şehir

Her Ziyarette Yeni Bir Keşif

Çanakkale, yalnızca bir kez gezilip bitirilecek bir şehir değildir. Her ziyaret, farklı bir yüzünü, başka bir hikâyesini gösterir:

  • Bir gün Troya’da mitolojiyi yaşarken,
  • Ertesi gün Gelibolu’da tarihin en derin acılarına tanıklık edersiniz.
  • Gökçeada’da huzuru, Bozcaada’da sanatı, Kazdağları’nda ise doğayı bulursunuz.

Her mevsim farklı bir renge bürünen bu şehir, keşfetmeyi seven herkes için sürekli geri çağıran bir ruh taşır.

Günübirlik Rotalardan Tatil Planına Kadar Herkese Hitap Ediyor

İster hafta sonu kaçamağı, ister bir haftalık kültür tatili…

Çanakkale; tarih, doğa, deniz, gastronomi ve kültürün mükemmel karışımıyla her tür gezgine hitap eden bir destinasyon sunar.

  • Günübirlik ziyaretler için merkezdeki çarşılar ve müzeler,
  • Tarih meraklıları için Gelibolu ve antik kentler,
  • Deniz tatili için Bozcaada ve Saros kıyıları,
  • Doğa severler için Gökçeada yaylaları ve Kazdağları…

Hepsi bir arada, hepsi ulaşılabilir mesafede.

Kısacası: Çanakkale bir şehir değil, bir deneyimdir.